Paylaş |
|
Tweet |
Her çocuk belli bir çevrenin ve düzenin içine doğar. Çocuk içinde bulunduğu toplumun ve ailenin gelenekleri, düşünceleri, alışkanlıkları ve değerlerine uygun olarak kendinden beklenen yapması ve yapmaması gereken davranışları zaman içinde öğrenir. Mesela çocuklarda yatma saati, diş fırçalama, yeme düzeni gibi, bunlar bir kısıtlama değil, olması gereken düzenli yaşam sistemidir.
Ancak çocuklar hoşlarına gitmeyen kuralları kabul etmeyebilir ve buna karşı gelebilirler. İstediği yapılmayan çocuklar içsel duyguları ile bağırmaya, ısırmaya, vurmaya veya kendini yere atma gibi şiddet içeren yöntemlere başvurabilirler. Bu durumda aynı ölçüde sinirlenmek ve onun öfkesini öfkeyle bastırmaya çalışmak yapılan en büyük yanlıştır.
Karşınızda çığlık atan, kendini yere atan, ısıran ve ağlayan çocuk varsa tepkisiz kalmak oldukça güçtür. Ancak öfke krizi geçene kadar sakin olmalı ve kriz anı geçince normal bir ses tonuyla çocukla konuşulmalıdır ve durum anlayabileceği bir dil ile anlatılmalıdır. Sadece size zarar veriyorsa onu tutup göz kontağı kurarak bunu bir daha yapmaması konusunda sakince uyarın.
Çocuklar kendilerini sınır konulmasından hoşlanmazlar. Fakat nerede durması, nasıl davranması, ne söylemesi, ne söylememesi konusunda ki sınırları yaşamı boyunca ihtiyaçları vardır ve bu sınırları onlara koyması gereken kişiler tabiki ebeveynleridir. Bu dönem oldukça zor bir dönem olsa da çocuğunuzla empati kurmak bu dönemi daha hafif atlatmanıza yardımcı olacaktır. Onlara sağlıklı sınırlar koyarsanız cezalara ve tehtitlere gerek kalmayacağını sizde göreceksiniz. Kabul edilemeyecek durumlarda sık tekrarlanan yanlış davranışlarda tutarlı ve kararlı bir ‘hayır’ çocukta davranışın yeniden düzenlenmesine neden olacaktır.
Çocuklara sınır koymak onlara her şeyden önce sorumluluk sahibi olmayı öğretmektir. Sınır koymak çocuğa disiplin kavramını da öğretmektir. Dışarıdan koyduğunuz sınırlamalar çocuğun dış sınırlara gereksinim duymayacağı döneme kadar gereklidir. Her gelişim seviyesinin kendine özgü farklı sınırların çocuğa fark ettirilmesi kişisel gelişiminde oldukça önemlidir.
Hayır derken;