Paylaş |
|
Tweet |
Çağımızın en önemli psikolojik sorunlarından biri olan depresyon sadece yetişkinlik döneminin değil bebeklik ve çocukluk döneminin de önemli bir sorunu durumunda. Bebeklerdeki duy durum bozukluklarının başında gelen bebek depresyonu sadece bu dönemi değil, çocukluk ve ergenlik dönemlerini de etkiliyor. Bebek depresyonu nedir? Diye sorulacak olursa, bu depresyon türünün bebeğin ilk gülümseme dönemlerinde, gülümseme davranışına engel olduğunu aynı zamanda, alet kullanma, eşyalar ile ilişki kurma gibi becerilerinde zayıflama görüldüğünü söyleyebiliriz. Bebeğin genel anlamda mutsuz bir ruh hali içerisinde olarak annesine, babasına, çevresindekilere karşı daha ilgisiz daha içer kapanık bir görünüm sergilemesi söz konusudur. Aynı zamanda bebeğin fiziksel gelişimin de mutsuzluktan etkilenmesi söz konusu olabilmektedir. Bebeklerde boyun yeteri miktarda uzamaması, kilo eksikliği gibi durumlar bebek depresyonundan kaynaklanabilir.
Bebek depresyonunun belirtileri olarak, bebeğin ebeveynleri ile önemli bir duygu alışverişi yöntemi olan gülümseme davranışının görülmediği ve bebeğin diş çıkarma, sağlıklı büyüme gibi fizyolojik durumlar için yaşıtlarının gerisinde kalması gibi durumlar gösterilebilir. Bazı bebeklerde depresyona bağlı olarak ölümler de gerçekleşebilmektedir. Genel anlamda bebeğin duygusal zekasının gelişiminde bir takım eksiklikler kolaylık hissedilebilir. Bu durum da bebeğiniz depresyon ile baş ediyor anlamına gelmektedir.
Bebek depresyonunun en önemli nedeni annenin tutumu olmaktadır. İnsanoğlu doğduğu günden ölünceye kadar sevgiye ve ilgiye muhtaçtır. Özellikle bebekler çocukluk çağı da dahil olmak üzere annelerinin varlığına ve sevgisine yoğun bir şekilde ihtiyaç duyalar. Ancak annenin zor bir doğum ve uykusuz geçen gecelerden sonra depresyona girmesi ve bebeğine yeterli sevgiyi verememesi durumu bebeklerde depresyonun sebepleri arasında yer almaktadır. Depresyondaki yeni doğrum yapmış bayanların büyük bir çoğunluğu bebeğinin sürekli ağlamasının anormalliğinin farkında olmamaktadır. Ancak bebeklerde bir sağlık sorunu olmadığı halde sık sık ağlama sorunu bebek depresyonunun habercisi olmaktadır.
Bebek depresyonunun ileriki dönemlere yansıması, bebeğin çocukluk dönemine geçip okula başlaması ile birlikte belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İlk yansımalar, çocuğun arkadaşları ile samimi ilişkiler kuramama, arkadaşlarına karşı kıskançlık ve endişe besleme, çabuk korkma, kendini güvensiz hissetme gibi durumlardır. Özellikle okullardaki proje çalışmalarında çocuğun bağımsız iş yapmak yerine sürekli bir arkadaşa ihtiyaç duyması, başarısız olması durumundan çok korkup çekinmesi ve sürekli birilerinin desteğine ihtiyaç duyması gibi durumlar çocuğun bebekliğinden kalma sevgi eksikliğinin birer göstergesi olmaktadır.
Bebek Depresyonunun Ergenlik Dönemine Yansıması
Bebek depresyonunun ergenlik dönemine yansıması ise çok daha şiddetlidir. Bir şeylerin farkına varmaya başlayan ergen, annesine karşı aşırı bir öfke içerisinde olacak ve artık ona ihtiyacı olmadığını kanıtlamak için elinden geleni yapacaktır. Öfke ve şiddet gösterileri, başkaldırırlar, anne ile iletişim kuramama gibi durumlar çocukluk ve bebeklik döneminde çocuğa verilmeyen sevgiden kaynaklanmaktadır. Bu vakitten sonra ergenlik dönemine gelen birey ile konuşup ona sevginizi vermek isteseniz bile geri çevirmesi, kabul etmemesi söz konusu olur ve özellikle anneye karşı düşmanca davranışlar sıkça görülebilir. Yetişkinlik döneminde öfke krizleri ve iletişimsiz ilişkiler ortadan kalkacaktır ancak kişinin güven duygusunun olmadığı ilişkiler kurması söz konusu olacaktır.
Bebek depresyonunun tedavisinde, öncelikle anne depresyonunun tedavisi konusu ile ilgilenilir. annede olan problemlerin çözülmesi bebeğe de olumlu yansıyabilmekle birlikte emziren annelerde depresyon tedavisinde kesinlikle kafaya göre ilaç kullanımı olmamalıdır. Antidepresanlar süt yolu ile bebeğe geçebilir. Bebeğin tedavisinde ise oyun saatlerinin destekleyici etkisinin olduğu bilinmektedir.