Paylaş |
|
Tweet |
Meme kanseri tedavi edilebilen bir hastalıktır. Her yıl geliştirilen kanser ilaçları ve kansere karşı uygulanan tedaviler ile meme kanserinin de önüne geçilebilmektedir. Fakat kanser hastalığının en önemli noktası erken teşhistir.
Ülkemizde kadınlar kızlarını memenin saklı ve gizemli bir organ olduğuna inandırarak yetiştirirler. Görülmesi ve hakkında açıkça konuşulmasının tabularımıza ters düştüğü konusunda sıkça uyarılırlar. Buda mememizdeki değişiklikleri fark etmemizin önüne geçen çok büyük bir yanlıştır.
Meme sağlığı denince ne yazık ki aklımıza ilk gelen hastalık meme kanseridir. Ancak meme kanseri dışında meme hastalıkları da vardır. Memede görülen sertlikler, ağrılar ve kitleler de mutlaka uzman bir hekime başvurmak gerekir.
Meme içinde kanserleşen bir hücrenin veya tümörün oluşması uzman bir hekim tarafından muayene sırasında anlaşılmaktadır.
Meme kanseri genellikle kadınların elle muayenesi esnasında kadınların kendisi tarafından bulunuyor.
Ancak bazı hastalarda belirtiler hiç olmuyor aşağıda sıralayacağım durumlardan en az biri varsa derhal uzman bir hekim tarafından muayene olmak gerekir;
Kalıtsal veya meme kanseri sendromları meme kanseri olan hastaların %5 ya da %10luk bir bölümünde görülmektedir. Kalıtsal meme kanserine yakalanma oranını yükselten iki gen vardır bunlar BRCA-1 ve BRCA-2 genleridir.
BRCA-1 : Geninde, bozukluk (mutasyon) olan kadınlarda meme kanserine yakalanma riski %85’tir.
BRCA-2 : Gen mutasyonu taşıyıcılarda ise 70 yaşına kadar meme kanserine yakalanma riski %84’tür.
Genetik faktörlerin dışında çevresel faktörler de meme kanserini tetikleyebilir. Bu öevresel faktörleri şu şekilde sıralayabilir.
Genetik faktörlerin yanında, çevresel faktörler ile bir araya gelince kanser olma riskini arttırmaktadır.